Bankacılık kaynakları ve ekonomistler, bu kararın Türkiye'de döviz mevduatlarına olan ilgiyi azaltacağını belirtiyorlar. Ancak, Merkez Bankası'nın olası bir kur şoku durumunda müşterilere ödeme yapma zorunluluğu nedeniyle bir miktar risk taşıdığını da ekliyorlar. Ekonomistler ayrıca Merkez Bankası'nın agresif faiz politikasının da desteğiyle TL mevduat faizlerinin yüzde 50'yi aşabileceğini ifade ediyorlar ve kısa vadeli mevduat faizlerinde bir miktar düşüş öngörüyorlar.
Merkez Bankası, bu adımıyla standart TL mevduatlarına destek verirken, döviz korumalı hesapları cazip hale getirmedi. Merkez Bankası'nın politika faizinden daha düşük oranlar uygulandığı döviz korumalı hesaplarda, kur farkı ödemesinin, bankanın ödemiş olduğu faiz veya kar payından yüksek olması durumunda aradaki farkın banka tarafından karşılanacağı belirtiliyor.Kur farkının politika faizi ile hesaplanan tutardan yüksek olması durumunda ise, bu fazla kısmın Merkez Bankası tarafından ödeneceği ifade ediliyor. Bu adım, TL mevduatını daha çekici hale getirme çabalarının bir parçası olarak atıldı.Merkez Bankası, Türk lirası mevduatını cazip hale getirme amacıyla daha önce bir dizi adım atmıştı. Bu adımlar arasında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarındaki değişiklikler, TL mevduat payını artırmayı hedefleyen yeni TL payı rasyosunun getirilmesi ve TL'ye geçişin hızlandırılması yer alıyordu.Uzmanlar, Merkez Bankası'nın bu adımlarının ve agresif faiz politikasının bir araya gelerek yakın gelecekte TL mevduat faizlerinin daha da artabileceğini söylüyorlar. Ancak, döviz korumalı hesapların cazibesinin azalmasıyla, bu adımların döviz talebini sınırlayabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.