Avrupa’da yaşanan bazı göçmen olayları
19. yüzyılın sonlarında, Fransa savaşlar ve sömürge sorunları yüzünden kronik bunalım ,Üst kesimin lüksünden vaz geçmemesi ve adil bir paylaşım sitemi kurmaya yanaşmaması, yüksek işsizliğe ve ücretlerin düşmesine neden oldu. Bir tuz üretim şirketi olan Compagnie des Salins du Midi, maliyetleri düşürerek lüksünü devam ettirme amacı ile, Fransız işçilerden daha düşük ücretlerle çalışmaya istekli topraksız ve açlıktan kırılan İtalyan işçileri işe almaya başladı ve Fransız işçiler arasında kızgınlığa yol açtı doğal olarak efendilerine baş kaldırmak yerine kendisinden daha zayıf olanı efendisi adına ezme alışkanlığında olan Fransız köylüleri öfkelerini kendilerinden daha zor durumda olan İtalyan işçilere yöneltti.
Katliam, 16 Ağustos 1893'te bir grup İtalyan işçinin Fransız köylüler tarafından saldırıya uğramasıyla başladı. Saldırı, İtalyanların tuz bataklıklarından tuz çaldıkları söylentisiyle dahada artan bir öfkeye sebep oldu ve Fransız köylüler bir İtalyan işçiyi öldürdü ve birkaç kişiyi yaraladı.
Ertesi gün kontrolden çıkan şiddet dahada arttı ve bir grup Fransız işçi, saldırıları şikayet etmek için yerel makamlara yürüyen bir grup İtalyan işçiye saldırdı. Fransız işçiler birkaç İtalyan işçiyi öldürdü ve çoğunu yaraladı, Şiddet günlerce devam etti ve Fransız yetkililer düzeni sağlayamadı. Fransız hükümeti sonunda Aigues-Mortes'a asker göndererek şiddeti şiddetle bastırdı.
Katliamda ölenlerin kesin sayısı bilinmiyor, Fransız hükümeti raporu, sekiz İtalyan'ın öldürüldüğünü söylese de bağımsız kaynaklara göre ölü sayısının çok daha fazla kaynaklar 400den fazla İtalyan göçmenin öldüğünü söylüyor.
Katliamın failleri hiçbir zaman adalet önüne çıkarılmadı. Fransız hükümeti göstermelik kısa bir soruşturma yürüttü, ancak hiçbir suçlama yapılmadı.
Katliamdan sonra 1893'te Fransa'daki yeni göç yasaları yürürlüğe girdi , Yasalar özellikle İtalya ve Doğu Avrupa'dan gelen artan sayıda göçmene bir set çekebilmek için devreye sokuldu. Yasaların ana amacı, göçü kısıtlamak ve yalnızca Fransa'nın yararına olduğu düşünülen göçmenlerin ülkeye girmesine izin verilmesini sağlamak için tasarlanmıştı.
Yeni yasaların temel hükümleri :
14 yaşın üzerindeki tüm göçmenler için bir okuryazarlık testi. (Bu bugünün Dünyasında garip gelse de 1930 yıllarda bile özellikle madenlerde 4-5 yaşında çocuklar çalıştırılıyordu.)
Göçmenlerin geçerli bir pasaportu ve vizesi olması şartı.
"Yoksul" veya "istenmeyen" olarak görülen göçmenlerin girişine yasak getirilmesi.
Her ülke için bir göç kotaları sisteminin kurulması.
Yeni yasalar karışık tepkilerle karşılandı. Bazı insanlar göçmenlik kısıtlamalarını memnuniyetle karşılarken, diğerleri bunun ayrımcı olduğunu ve Fransız ekonomisine zarar vereceğini savundu. Yasalar, Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi nedeniyle askıya alındığı 1914 yılına kadar yürürlükte kaldı.