Nihayet 14 Mayıs Seçimleri geldi geçti. Sonuç beklentiyi gösterdi. Zaten 2nci Tur 4 yıl önceden belliydi.
Siyasi partiler bir strateji yada vaadlerle seçime girerler. Bu demokrasiye aykırı bir model. Halkın kendini yönetecek iradesini yine iradeler tarafından strateji ve vaadlerle sabote edip, seçmeni taraflığa iten sonuçlarla başbaşa bırakmak bana hep saçma gelmiştir. Bunu dillendirdiğim de dahi, şahsıma bile strateji usülü önüme koyulmakta, "-Ya onlardansın, Ya bizden."
Onlar ve siz kimsiniz diye sorduğum da cevapları zaten siz takipçilerim de yaşayarak görüyorsunuz. O ân da nerede olduğunuza dayarak bunların sabit cevabı şöyle;
Muhafazakar bir çevrede iseniz, MİLLET İTTİFAKI onlar diye tabir edilir...
Onlar için ( Millet İttifakı ) Dindar kesim; onlar Din düşmanı, Putperest, Materyalist, Ateist.
Milliyetçi kesim; onlar Pkk'cı terörist seven ve teröristlere özgürlük vaad eden, Sapık.
Cumhuriyetçi veya Kemalist bir çevrede iseniz, CUMHUR İTTİFAKI onlar diye tabir edilir...
Onlar için ( Cumhur İttifakı ) Cumhuriyetçi kesim; onlar adalet düşmanı, liyakat düşmanı, kindar.
Kemalist kesim: Arsız, Namussuz, Hırsız, Sapık
Türk Siyasetin de şu gerçeği de unutmamak lazım. Ya onlardan, Ya bizden olmayacaksa kesinlikle olmayacaksın. Yani üçüncü bir alternatif olmayacaksın. İşte burası daha tehlikeli bir nokta... Demokrasi aslında burada lakin bu bile katledilmek için her iki tarafında saldırısına maruz kaldığın nokta...
İki alternatifin dışında kalan ise, bir taraf olmadan her iki tarafın ortak düşmanı. Seçmenin kafasına taraftarlık o kadar sokuluyor ki, halkın görmesi bile engelleniyor.
Yakın tarih de bunu çok bariz şekilde yaşadık.
Muharrem İnce detayı ile, İnce çok güzel bir ivme yakalamış lakin, Millet ittifakına yaklaştığın da CUMHUR İTTİFAKINDAN, Cumhur İttifakına yaklaştığın da MİLLET İTTİFAKINDAN çeşitli ihtar uyarı ikazlar ile devamlı şekilde saldırıya maruz kaldı. Sonuç olarak bir KASET'le başlamadan biten bir yarış gördük... İşte bu yukarıda anlatmak istediğim STRATEJİ'ye bir örnek. Taraf değilsen yok olmaya mahkumsun.
Vesselam, Sevgiyle
Sinan OĞAN örneği Muharrem İNCE olayından daha farklı gözükse de aynı STRATEJİ olarak aynıdır. Zaten kazanamadın şimdi Onlardan mı olacaksın, Bizden mi olacaksın. Bu kararda tarafsız kalmak imkansız hale gelmesi içinde her iki tarafta çalışma yapıyor. Ve bu süreç de SİNAN OĞAN'ın İran ajanı olduğunu duyduk, yahudi olduğunu duyduk, hatta MHP'den Terörist sevici olduğu için ihraç edildiğini duyduk. Bunlara kulak asmayıp tarafsız kalmaya devam ettiğinde muhtemeden ATATÜRK'e suikast yapacağını ama geç doğduğu için o zamana yetişemediğini bile duyabilirdik... Ben şaşmazdım ama şaşacak çok insan olduğunu da hepimiz biliyoruz...
PEKİ 2NCİ TUR'A NEDEN KALINDIĞINI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
İttifaklar ne kadar rakip gözükse de aslında onlar için ortak değer TARAFLI SEÇMEN. Burada haklı haksız yerli yersiz bakılmaz. İttifaklar halkın TARAFLI olma güdüsünden çıkış yaptığında her iki taraf için KAYIP demek.
Ondandır ki her iki tarafta birbirini MİLLİYETÇİLİK güdüsüyle siyasetine devam ediyor... Biri diğerine PKK'LI TERÖRİST SEVİCİ, diğeri ise HİZBULLAH TERÖRİST SEVİCİ olarak itham ederek devam ediyor.. Ve seçmeni bu konu üzerinde tutarak asıl sebebleri düşünmesine izin verilmiyor.
Halk ise bu STRATEJİ'nin halk da karşılığı yok ama bunu da konuşabiliriz diyerek her iki tarafa da ASIL SORUNLARA odaklanın mesajı veriyor. Ama İTTİFAKLAR bu mesajları YÜKSEK SESLERİ YÜZÜNDEN halkı duymuyor, Gece GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ takarak görmüyor. Halk'a alternatif hakkı tanımayan bir sistem içinde ülke geleceği YAPAY STRATEJİ içinde ilerlemeye çalışıyor...
Taraf Stratejisine maruz kalan taraflı seçmen ise 10 sorundan 1 sorunun çözüme ulaşmasıyla ÜLKENİN ÇAĞ ATLADIĞINI SANARAK geri kalan 9 sorunun çözüldüğü sanılan o 1 sorunun da aslında bu 9 sorunun çözümüne entegreli olduğunu fark edemiyor...
SESİNİZİ KISIN VE GÜNEŞ GÖZLÜKLERİNİ ÇIKARIN
Bu ülkenin DÖVİZE BAĞIMLI EKONOMİ sarmalından çıkması için proje üretin ve çalışma başlatın. Bu sorun tüm sorunların başıdır. Bu dövize bağımlı ekonomi ülke içi, Üretimini, Gelişmesini doğrudan etkilemekte olup Enflasyon ve Devüalasyon kaynaklı ekonomik krizin ana sebebi. Bunun için neler yapılabilir bunu tartışın, PKK mı? Hizbullah mı? Tercihleriyle halka gelmeyin... Bunun için ülkenin gerek Askeri ve Emniyet gerekse de halkın kendisi üstesinden gelecek güçte.
Bu ülkenin ADİL ÜCRET için projeleri üretin ve çalışma başlatın. Öyle ki iki kişi aynı işi yapıyor diğeri taşeron diye ücrette eşitlik bozuluyor... Ağır iş yapan Asgari ücrete mahkum, Hafif iş yapan Astronomik ücretle yaşamını sürdürüyor.
Bu ülkenin ADİL ADALET için projeler üretin ve çalışmalar başlatın. Öyle ki KADINA ŞİDDETE HAYIR derken diğer tarafa uygulanan şiddeti görmemezlikten geliniyor veya HAYVANLARA ŞİDDETE HAYIR derken, Hayvanların DNA'ları değiştirilerek SÜS KÖPEKLERİ adı altında şiddete maruz bırakıyoruz. Örnekleri çoğaltabiliriz lakin ADALET kavramının kendisi ADİL OLMAK anlamını taşırken, bizler ADİL ADALET KAVRAMINI türetmek zorunda kalıyoruz.
Bu ülkenin SOSYAL DEVLET olması yönünde projeler üretin ve çalışma başlatın. Bunu da en basit örnekle söylemek gerekirse EYT kavramıyla söyleyebiliriz. Yaş şartsız 5000 gün primle Emekli olanların yönetimi ele almasıyla 65 yaş şartı ile milyonların mağduriyeti görülmedi yıllarca gerekçeler sunuldu. Gerekçeler konusunda mağduriyet giderilse de bu görmemezlik devam etti. Başta dediğim gibi Yüksek seslerinden dolayı halkın sesini duymadılar, gün yüzüne çıkmayıp karanlıkta güneş gözlüğü takarak sorunu görmekten kaçındılar.
Bu ülkenin SERBEST PIYASA sarmalından da acil kurtulması gerek. Serbest piyasa da bir TERÖRİZM'dir. Serbest piyasa ile çok basit şekilde Devlet düzeni yıkılabilir, Otorite sarsılabilir hatta hükümet yıkılabilir. Çok detaya girmeye gerek görmeden en basit şekilde şu ifade ile bunun tehlikesini anlatabiliriz. "-Boş tencere sesinin yıkamıyacağı güç yoktur."
Bu Ülkenin EĞİTİMDE MİLLİLEŞME yönünde yine acil projeler üretilmeli ve çalışmalar hiç hız kesmeden devam etmeli. Öyleki MİLLİ EĞİTİM adı altında tamamı Sömürgeci devletlerin referansı ile eğitim sistemimize girip MÜFREDAT adı altında ülkenin geleceği olan çocuklarımızı MİLLİ olmaktan kendi ellerimizle uzaklaştırıyor sonra bu uzaklaşmaya Z kuşağı, Milenyum Kuşağı vesaire sıfatları ile ötekileştiriyoruz...
Sorunları daha çoğaltabiliriz bunlara çözümleri de anlatabiliriz ama bunun için evvela SESİNİZİ KISIP GÜNEŞ GÖZLÜKLERİNİ ÇIKARMANIZ gereklidir. İşte ikinci tur'a kalınmasına sebeb bunlar, sizin düşündüğünüz gibi PKK'lı teröristler ile Hizbullahçı Teröristler değil. Siz Teröristleri bahane ederek aslında KANSERİN BÜYÜMESİNE sebeb olmaktan başka hiçbirşeye yaramıyor... Üstelik bu teröristlerin yaşam kaynağı da TARAFLI SİYASET STRATEJİSİ değil mi?